Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mutlu Ölüm / ALBERT CAMUS

Resim
“Dünyanın ruhu insanların mutluluğu ile beslenir. Ya da mutsuzluklarıyla.” der Simyacı’da Paulo Coelho. Mutluluk her ne kadar bireysel bir ruh hali olarak bilinirse de; aslında toplumsal bir dayanağı yok ise birey açısından sadece geçici, halüsinatif bir yanılsama olarak yaşanıp kendini hızlı bir şekilde tüketir. Dolayısı ile mutluluk bireysel değil toplumsaldır, tekil değil çoğuldur. Bireysel yaşanılan tekil mutluluklar birer tüketim nesnesiymişçesine hızlı bir şekilde tüketilip,tüketilecek yeni mutluluklara ihtiyaç duyar. Bu durumun birey üzerindeki en önemli sonucu “kaçıştır.” Bu kaçış; her ne kadar toplumdan,yaşanılan şehirden,ülkeden,arkadaştan,aileden kaçış şeklinde tezahür etse de aslında gerçekte kendinden kaçışı ifade eder. Toplum içerisinde ortak değerler ve ortak yaşamlar üzerine uyum sağlamayı beceremeyen bireyin tepkisidir kaçış. Problemi,toplumsal hastalığı yada sorunu, toplumu oluşturan diğer bünyeler ile uyumlu bir tonda resmedemeyen bireyin zayıflığıdır kaçış. Bir

BİR AYRILIK, BİR ÖLÜM BİR DE KADIN...

Resim
Göz uçlarından çıkan ılık su,  yanaklarını yalayarak yastığa doğru düştüğünde yine yalnızdı. Otel odasının kasvetli soğuk odasında ılık gözyaşı, yüreğine oturan soğuk , kasvetli ağırlığı atmada hiçbir yardımı olmamıştı.Yüreğine oturan donmuş yalnızlık,  ılık gözyaşının sıcaklığında bir nebze olsun bile çözülmemiş, aynı katılıkta hükmüne devam etmeyi yeğlemişti.Kendini bildi bileli hep yalnız hissetmişti. Yalnızlığı seviyor muydu? Belki.. O kalabalıklar içinde çok olmayı, çoğalmayı değil, kalabalıklardan süzülüp bir olmayı, birleşmeyi “ben” olmayı  daha çok arzuluyor gibiydi. İlk bakışta bencilce görünen “ben” olma halini hiçbir zaman becerememişti. Kalabalıklar içinden “ben”i hiçbir zaman çıkarıp, kalabalığın kaosundan kurtaramamıştı. Tam kalabalığın kuru,yoz, samimiyet içermeyen kendiliğinden gürültüsü içinden “ben”i çıkarıp bir olmanın sütliman ruh limanına demir attığını düşündüğünde “ben”in ihanetine uğrayıp aynı kalabalık girdaplara tekrar tekrar kapılıp durmuştu. Ağlıyordu!