Kayıtlar

Nisan, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aşk ve Öbür Cinler / Gabriel Garcia MARQUEZ

Resim
Kitap, alışveriş merkezi yapılmak üzere yıkılmaya başlanan ve altında bulunan mezarların tahliyesi için açılan mezarlıklardan birinde,  bir kız çocuğunun mezarının içinden çıkan kemikler ile birlikte ortaya çıkan  yirmi iki metre uzunluğunda, hala görkemli, canlı kızıl saçlara sahip kafatasının bulunduğu bir manastırda başlıyor. Bu canlı kızıl saçlara sahip kız, zengin bir ailede sevgisiz olarak büyür, anne babası tarafından evlerinde bulunana Afrikalı köleler ile yaşamaya itilir, onlar ile büyüyüp,  onların kültürü ile haşır neşir olmuş olan genç kız,  Afrikalı kölelere ait bir takım gizemli alışkanlıklar edinir, aile çevresi tarafından yadırganan birtakım alışkanlıklar edinir. Kuduz salgınının yoğun olduğu bir dönemde birlikte büyüdüğü bir köle kız ile köle pazarında gezerken köpek tarafından ısırılan kız, içine şeytan girdiği gerekçesi ile ailesi tarafından, manastırda bulunan din görevlilerinin içindeki şeytanı kovmaları  için  bir manastıra kapatılır. Manastır psikoposu ş

Yüzyıllık Yalnızlık / Gabriel Garcia MARQUEZ

Resim
Geniş bir ailenin birkaç kuşak yaşam öyküsünü anlatan kitabın okunmasının en büyük zorluğu aile bireylerinin devamlı aileye yeni eklenen bireylere aynı isimleri takması sonucunda kim kimin oğlu,kimin halası, kimin teyzesi vs olduğunun iyice karışması ve devamlı kitabın ilk sayfasında verilen soy ağacı çizelgesine dönmek zorunda kalınması dolayısıyla yaşanan hikayeden anlık kopmaların dışında, iyi hikaye edilmiş bir kitap bence.

Türkiye'de Tek Parti Yönetimi / Mete TUNÇAY

Resim
Hani günümüzde "statüko statüko" diye ağızdan düşürülmeyen baskıcı ve antidemokratik zihniyetin tohumlarının toprağa düşmesi ve yeşermesinin tarihini anlamak için kuvvetle önerilir..

Foucault Sarkacı / Umberto ECO

Resim
Nereden başlasam bilemiyorum.. çok güzel,çok sıkıcı, çok ağır,çok sürükleyici gibi iyi ve kötü bütün övgüleri içinde barındıran bir kitap desem yanıltmam sanırım. Bir kere okuması oldukça zor bir kitap, onlarca latince ve italyan'ca kelimenin anlamını akıl da tutmak, her sayfada en az iki üç kez kitabın sonunda ki sözlüğe ve açıklamalara bakmak, bir zaman sonra akıl tutulmasına yol açıyor. Kitapta tarih,macera,dini akımlar,gizcilik ne ararsanız var. İnsanı bir an olayların çoşkusuna kaptıran, bir süre sonra ise sayfalarındaki karanlık çağlara ait gizil akımlara boğan ama her ne olursa olsun bir kaç kez tekrar okunmayı kesinlikle hak eden ve okunması gereken bir kitap..

Türkiye'de Sol Akımlar / Mete TUNÇAY

Resim
Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi' nde okuyan türk öğrenciler tarafından yayınlanan 1mayıs 1935 tarihli Türk Mecmuasında yayımlanan "Komünist Osman" tarafından yazılan "Kadın Telakkisi" adlı şiir; Kimi der ki, kadın; uzun kış gecelerinde serip bir döşek gibi yatmak içindir Kimi der ki, kadın; yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir Kimi der ki,hamur yoğurur. Kimi der ki,çocuk doğurur. Her ağızdan bir söz: Kimi der ki,ilk göz ağrım Kimi der ki, onunla dolu bağrım. Kimi der ki, bunca yıldır yaşıyorum hayalimdir. Kimi der ki, boynumda taşıyorum, vebalimdir. Ne bu, ne şu. Ne öyle, ne böyle. Ne döşek, ne köçek. Ne hayal, ne vebal. O benim, kollarım,bacaklarım, dudaklarım ve başımdır..... Yavrum,anam,öz kardeşim.karım, kavga yoldaşımdır. *Mete Tunçay , (Türkiye'de Sol Akımlar,II cilt 1925-1936)'dan alıntıdır.

Sevda Peşinde / Hüseyin Rahmi Gürpınar

Resim
Neşe,ahmaklar özgüdür. Gerçekçi olanlar, bu dünyada gülecek,sevinecek bir şey bulamazlar. Beşikler gül ağacından yapılabilse de mezarlar hep kara toprağa kazılır. Hayat zalim bir avcıdır ki avlarını korkunç sonuca kadar avutmak için ceset yiyen çukurlarının yüzünü çimenler,yaseminler ile süsler.Yaşamak uzun bir gafletten, aldanmaktan başka bir şey değildir. Hüseyin Rahmi Gürpınar/sevda peşinde

Kırmızı Pazartesi / Gabriel Garcia MARQUEZ

Resim
Kitabi daha yeni,sabah 8:30'da Metrobüs' te bitirdim.Herkesin bildiği,bağıra bağıra gelen bir cinayetin önlenmeyişinde ki yada önlenemeyişinde ki kollektif sorumluluğa işaret eden ve cinayetin sadece katilin değil aynı zaman da buna sessiz kalan toplumun ve otoritenin de ortak bir ürünü olduğunu ucu kıvrık bir hançerle derimize kanırta kanırta işleyen bir kitap. Sistem sadece cinayeti katilin üzerine yükleyerek kendi sorumluluğundan sıyrılmaya bakarken toplumun sağduyusunun da sistemle aynı cinayete ortak olması manidar. Kitabı okurken aklıma Hrant Dink cinayeti geldi. O kadar benziyor ki bu cinayet yukarıda anlatılanlara,arkasındaki karanlık güçleri ve sistemin bu cinayetteki rolünü bilmesem; hiç okumayan, okusa zaten katil damgası yemeyecek olan Dink'in katilinin bu kitaptan esinlendiğine inanacağım. Kitapta aklımda yer eden en önemli cümle "Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım" cümlesidir.

Yenibahçeli Şükrü Bey'in Hatıraları / Yaşar SEMİZ-Ömer AKDAĞ

Resim
Kitabı yeni bitirdim. Uzun zamandır T.C.'nin ideolojik,pratik temelini oluşturan ve Tanzimat fermanı ile temeli atılan,genç osmanlılarla devam edip ittihat ve terakkiye sonrasında ise tekçi kemalist jakobenizm ile sonuçlanan süreci anlama gayesi ile bu döneme ait kitaplar okuyorum.Bu kitap bu anlamda okuduğum en yavan kitaplardan bir tanesi. Tipik ittihatçı zihniyet olan ben yaptım olduculuk,gaddarlık ile kendini beğenmişlik ile harmanlanan ırkçı faşist yobazlık burada da kendini gösteriyor. Kitaptan aktaracağım aşağıdaki satırlar bunu daha iyi anlatacaktır sanırım. Mustafa Suphi'ler, M.Kemal ile yürütülen görüşmeler sonucunda arkadaşları ve kurtuluş savaşında kullanılmak üzere sovyetlerin yardımları ile birlikte erzurum'a gelirler.Orada ittihatçı avanesinin türlü oyumlarına maruz kalırlar... kitaptan devam edelim.. "....bir moskof uşağı, vatanını milletini, bir kelime ile namusunu Moskof'a satan bir alçağın şehit kanıyla yoğrulmuş toprağında kalmasına

Benim Hüzünlü Orospularım / Gabriel Garcia MARQUEZ

Resim
Kitap,"doksanıncı yaşımda, kendime bakire bir yeniyetmeyle cılgınca bir aşk gecesi armağan etmek istedim." cümlesi ile başlıyor. Doksanıncı yaşına kadar hiç evlenmemiş,hayatına giren bütün kadınlarla parasını ödemeden sevişmemiş ,cinsellikkendini dürttüğünde arzularının yekününü genelevlerde hayat kadınlarının müşteri çetelelerinde icmal etmiş bir yaşlı adamın hikayesini anlatıyor bu kitap.Doksan yaşındaki hikaye kahramanı ile yazar, bir yandan yaşlılık adı verilen bireye özel Greenwich düzeneği bağlamında ruh ve beden uyumsuzluğunu tartışırken - ki burada beden yaşlansa da ruhun asla yaşlanmayacağı varsayılıyor- bir yandan da bu uyumsuzluk etrafında bizim geleneklerimizde kırkından sonra azanı teneşir paklar kestirmeciliğine inat aşkı sorgulayarak,yeniyetme bir bakire ile doksan yaşındaki bir adamın ilişkisinin doğuracağı ahlaki proplemi de "Ahlakta bir zaman sorunudur." diyerek gündeminden uzaklaştırıyor.Yaşlılığı, hayatın mizanının çıkarıldığı,enerjisin

Yaprak Fırtınası / Gabriel Garcia MARQUEZ

Resim
Marquez'in bütün kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da kişiler ve anlatımlar arasındaki geçişleri geriye dönmeden anlamak ve takip etmek oldukça zor.Kitapta yer ,zaman ve mekan hemen hemen bütün yazarın kitaplarında olduğu gibi aynı ve kişilerde genellikle bu aynılığın ve sürekliliğin bir parçası. Kitap, sakin bir köy iken, büyük bir muz şirketinin gelişi ile onlarca insan,eşya,gerekli gereksiz malzemenin rüzgarlı bir fırtına gibi akın ettiği bir büyük kasabaya dönüşen Macondo'da, ölen bir doktorun cenazesini evinden kaldırmak için orada bulunan bir baba,kız ve çocuğun geçmişe ve o ana dönük anılarının ve düşüncelerinin anlatımına dayanıyor.Yazarın anlatımı ile yaprak fırtınası ile büyüyen köyde, artık "ilk gelenler son gelenler olmuşlardır.İlk gelenler yabancı,yeni gelenler" olmuşlardır. Kitabın geneli,yazarın "Yüzyıllık Yalnızlık,Kırmızı Pazartesi ve Benim Hüzünlü Orospularım"adlı eserlerine göre, gerek kurgu gerekse dil ve anlatım zenginliği bakımında

Birinci Meclis'te Muhalefet -II.Grup / Ahmet DEMİREL

Resim
Kitabı; Kurtuluş Savaşını, bu savaşın aktörlerini ve bu aktörlerin siyasal kimliklerini ve geleneklerini,geleceğe ilişkin tasavvurlarını ve bu tasavvurlarının günümüze yansımalarını merak edenler için şiddetle tavsiye ederim. Özellikle günümüzün anti-demokratik siyaset geleneğinin,farklılığa ve muhalefete tahammülsüzlüğün,vesayetçi ve tekçi siyasal anlayışın tarihsel kökenlerini burada bulacak ve geçmişten günümüze kalan siyasi geleneğin hiç bozulmadan günümüze kadar sirayet ettiğini göreceksiniz. Türkiye'nin tarihi boyunca görece olarak gördüğü en demokratik ve temsil kabiliyeti en yüksek olan I. Meclis'in nasıl aşama aşama Atatürk ve yakın arkadaşları tarafından tek parti rejimi ve diktatoryal eğilimlere teslim edildiğini, mecliste bulunan ve II.Grup olarak bilinen, tek adam diktatoryasına, kişi hak ve özgürlüklerine, kişilerde yetki toplulaşmasına nasıl karşı çıktığını, millet egemenliğinin yada hakimiyeti milliyenin kağıt üzerinde değil fiiliyatta hayat geçirilmesinin inat

Cehennemlik / Hüseyin Rahmi GÜRPINAR

Resim
Hüseyin Rahmi romanlarında genelde, Batılılaşmayı yanlış anlayan ve davranışları ile geleneksel yapı ile çatışan, batılışma adına gülünç durumlara düşen alafranga züppeleri ve bu durumun kadın erkek ilişkileri ve aile hayatı üzerine etkilerini konu alır.Romanlarının çoğu , en azından benim okuduklarım, Halit Ziya'nın TV'de dizi olarak da yayınlanan Aşk-ı Memnu formatında. Romanlarının konusunun ilginizi çekmeme olasılığına karşı romanlarında ki anlatım zenginliğinin, tasvirlerindeki canlılığın olağanüstü olduğunu hatırlatarak uyarımı yapayım. Örneğin; sevişen iki insanı tasvir ederken; " Muzaffer, öç almak için kükremiş bir sevda kaplanı saldırışı ile sevgilisine atılır;yanak,çene,gerdan,ağız,burun demeyerek dişler,emer,koparır,yer...Sımsıkı bir yumak haline gelen iki vücut,kanepeden aşağı yuvarlanır.Halının üzerinde alt alta üst üste tekerlene tekerlene odayı harmanlarken,koridor kapısı gıcırdar. Gelen var;yumak çözülür,yivi yivine birleşmiş çok öğeli bu sevda canavarı