Cehennemlik / Hüseyin Rahmi GÜRPINAR






Hüseyin Rahmi romanlarında genelde, Batılılaşmayı yanlış anlayan ve davranışları ile geleneksel yapı ile çatışan, batılışma adına gülünç durumlara düşen alafranga züppeleri ve bu durumun kadın erkek ilişkileri ve aile hayatı üzerine etkilerini konu alır.Romanlarının çoğu , en azından benim okuduklarım, Halit Ziya'nın TV'de dizi olarak da yayınlanan Aşk-ı Memnu formatında. Romanlarının konusunun ilginizi çekmeme olasılığına karşı romanlarında ki anlatım zenginliğinin, tasvirlerindeki canlılığın olağanüstü olduğunu hatırlatarak uyarımı yapayım.

Örneğin; sevişen iki insanı tasvir ederken;

" Muzaffer, öç almak için kükremiş bir sevda kaplanı saldırışı ile sevgilisine atılır;yanak,çene,gerdan,ağız,burun demeyerek dişler,emer,koparır,yer...Sımsıkı bir yumak haline gelen iki vücut,kanepeden aşağı yuvarlanır.Halının üzerinde alt alta üst üste tekerlene tekerlene odayı harmanlarken,koridor kapısı gıcırdar. Gelen var;yumak çözülür,yivi yivine birleşmiş çok öğeli bu sevda canavarı ikiye ayrılır.Her vücut,yine iki kollu,iki bacaklı doğal biçimini alır..."

İnsan vücudunu ve çalışmasını tariflerken,


"onun sözüne göre bir insan,vücut yapısınca lağımlarıyla,demiryolları ile,yapı evleri ve kimyahaneleriyle, süprüntülükleriyle bir memleket,bir ülke;sanki başlı başına bir alemdir.İçimizde fabrikalar,tabakhaneler,değirmenler,Kasımpaşa çöplükleri vardır.İnsanı çiğerini çingene körüğü,kalbini mutfak tulumbası,bağırsaklarını belediye daireleri zanneder.."

"hepimiz baba musluğundan ana kurnasına bu biçim akarak hasıl olmuşuz.Bugün büyük akıllı insanlarız diye hiç kurulmayalım,çünkü aslımız bir tutam sümüktür."

H.Rahmi kendi döneminin "sanat sanat içindir" akımına yüz vermez. Onun amacı halkın elinden tutup karanlıktan aydınlığa çıkarmaktır. Bu nedenle romanlarında genel akıştan ayrılıp,roman kahramanlarının ağzından kendi içini döker. Bunu öyle büyük bir ustalıkla yapar ki, bu içini dökme bütün romanı esir alır. Bu romanın "Feryatname" bölümü bu dertleşmeye ayrılmıştır.Müthiştir ve defalarca okunmayı hak eder.

Örneğin;

""Gökten indirilmiş,hikmetli,ahlak öğütleyen kanun kitapları,hepsi adaletin zulmü alt edeceği üzerine sözlerle süslüdür;ama dünyada birinin varlığı ötekinin ortaya çıkması ile belli olabilen bu ki şey arasında bir denklik maksadı,daha doğrusu denk olma imkanı var mıdır?............ Bu alemde gücü, gücü yetene adaleti hüküm sürüyor.Kuvveti hangi tarafa verirseniz,o,zalim gaddar, kanlı kesiliyor.

...........Dünyayı iyi yönetmeye aklı en güçlü olanların yönetimleri yetemedi.Dahilik ile deliliği uç uca dokunur varsayanlar vardır.Herkes dahi olamazsa da bir adım ileri atarak çıldırabilir.Belki insanlığın selameti hep birden çıldırmaktadır. "Çıkar düşünmeme"ye delilik deniyorsa ,deliler akıllılara göre ne kadar yüksek özelliklerle olgunlaşmış kimselerdir.Alemin yönetimine düzen vermek isteniyorsa delileri akıllandırmaya değil, sözüm ona akıllıları çıldırtmaya uğraşmalıdır." 26/04/2013 Şenlikköy /İSTANBUL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

On İki Gezici Öykü / Gabriel Garcia MARQUEZ

Hemşinli Yüzyılı

Milena'ya Mektuplar / FRANZ KAFKA