Komünist-Tek Kişilik Ölüm / VEDAT TÜRKALİ
Vedat Türkali ; Komünist adlı kitabında ailesi,çocukluğu,
gençlik yılları ve siyaset yaşamı ile ilgili anılarını biriktirmiş bu kitapta.
Kitap; Türkali’nin anılarından oluşmasının yanı sıra bir nevi Tkp tarihini de
içinde barındırıyor. Tkp içerisinde yer almış birçok tanıdık, bildik politik,
edebi figür ile ilgili ilgi çekebilecek birçok anekdotu da bu kitapta bulmak
söz konusu.Benim en çok ilgimi çeken anekdot Yusuf Atılgan ile ilgili olan
olmuştur. Yusuf Atılgan TKP’ye Türkali ile birlikte girmiştir.Tutuklanır ve ordudan
atılır.Daha sonra Maltepe Askeri Lisesi’ne atanır. Orada siyasi olarak çekingen
ve kararsız bir tavır sergiler.Uzunca bir süre sonra karşılaştığı Türkali’ye “
Diretemez sizlere kötülüğüm dokunur,yargılamada da gördüğüm alçak birilerinin durumuna düşersem, diye
korktum” der.
Bir diğeri de Amerika’dan yeni dönmüş Mihri Belli’nin
verdiği giyside ilk kez karşılaştığı
fermuarlı pantolon karşısındaki şaşkınlık, yine Türkoloji okumak için
gittiğinde kayıt için kimlik vs yanında
polisten Türk olduğunu onaylayan bir belge istemeleri de döneme ilişkin ilginç bir veri oluşturuyor.
Acı bir alayla tamamladı:
-Bir gençlik günahını bağışlarsın artık. İşe de yaradı; seni
acılarından kurtarıyor…Hoşça kal!
Dr. Gülşen; Marksist
bir ruh sinir uzmanı doktordur.Bir yandan mesleğini yaparken bir yandan da yasadışı,
gizli bir örgütte faaliyet göstermektedir.Eski kocası Nazif’in tutuklandığında gösterdiği
döneklik onu darmadağın etmiştir. Nazif ile yollarını ayırır ve onu
hatırladığında daima onu acımayla düşünür. Belli bir zaman sonra içinde
bulunduğu yasadışı partiden, parti içindeki siyasal ikbal düşkünü, hırslı
yöneticiler tarafından partiden atılanlar listesi yayınlanır. Bu listede o da
vardır atılanlar içinde. Üstelik liste aleni bir şekilde insanları polisin
kucağına itecek şekilde yayınlanmıştır.Bu arada kendini ,siyasal durumunu da
sorgulama yolu açılmıştır. İntihar eden partili bir hastasının tuttuğu günlüklerde,tanıdığı
eski partili arkadaşları ile mücadeleyi, önderliği vs tartışmaya başlar.Siyasal
tabuları ile yüzleşmeye çalışır.
Levent; genç bir siyasal mahkumdur. Üstelik İdam cezası
almıştır. Ceza, ancak ondan istedikleri
örgüt yöneticilerinin ele verilmesi karşılığında düşürülecektir. Ama o böyle
bir şeye yanaşmaz. Babası olduğunu zannettiği Nazif cezaevine onu ziyarete
geldiğinde onu ikna etmeyi ummaktadır. Ancak Levent’in ona karşı katı ve alaycı
tutumu, aynı zamanda bir itirafçı olarak kendi içinde bulunduğu yadsınamayacak ruhsal durumu karşısında ciddi hesaplaşmalar
yaşar. Annesi Dr. Gülşen ise bir yandan tamamı ile oğlu gibi düşünmekteyken bir
yanı ile de oğlunun asılacağı duygusu
arasında ezilir kalır. Levent, Nazif’in ikna çabaları karşısında kararı
annesine bırakır. Annesi ve Nazif dışarı çıkar. Annesi Nazif’e levent’in Müslim’in çocuğu olduğunu
söylediği yukarıdaki cümleleri söyler.
SON NOT: Kitabı okumak isteyenlerin mümkünse iki kitabın bir
arada yayınlandığı, Everest Yayınlarının baskısından uzak durmalarını öneririm.
Hem kitabın boyutları, baskı kalitesi, dizgisi, paragrafları,redaksiyonu hem de
iç içe geçmiş paragrafları ve imla hataları ile oldukça kötü bir baskı yapılmış.
Kitabı sadece bir roman olarak düşünmeyin. Kitap bir roman
olmanın yanı sıra tarihi bir belgesel olma özelliği de taşıyor. Özellikle Dr.
Gülşen’in sorgulamaları esnasında, TKP’nin tarihi ve o tarihe ilişkin bir çok
politik, edebi şahsiyet ve o dönemin tarihine ilişkin oldukça ilginç anekdotlar
ve pasajlarda bulunuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder